The Walker Chronicles

Pozu hazır, bakışı net—bu kare sosyal medyanın yıldızı

Rüzgarı arkaya almış, dostluğu öne koymuş bir yolculuk—Buddy ile özgürlük anı

Direksiyon başında bir kahraman—CesurMan hızla değil, yürekle ilerliyor

Duruşuyla asalet, oturuşuyla karakter—Paşa Bey sahnede

Cam kenarında hayaller kuran bir yol arkadaşı

Güçlü bakışlar, yumuşak kalp—Odin tam bir aşk tanrısı

Papyonuyla zarif, bakışıyla bilge—bu kare tam bir paşazade

Deniz kokusu, dostluk sesi—Duman’la sahil yürüyüşü

Yürüyüş bitti, dostluk kaldı—Kola ile bir gün daha tamam

Yolun ritmi, dostluğun izi—bu karede yürüyen bir bağ var

Tanıtımda bile duruşunu bozmayan bir beyefendi

Her biri bir karakter, her kare bir hikâye

Bu bakışa kim hayır diyebilir? Şipşirin bir duruş

Konuşmadan anlaşmak, gözle bağ kurmak—sessizliğin gücü

Yumuşacık bir bakış, pamuk gibi bir ruh

Anlık bir duruş, zamansız bir ifade

Çok canlar yakar, Bu sosyete güzeli Minnoş

Bir anın içindeki sonsuzluk

Yolun sonunda değil, yolun içinde güzellik var

Adımların ritmi, bakışların derinliği—bu karede hayat var

Adım adım ilerleyen bir dostluk hikâyesi

Cesaretiyle sahneyi ele geçiren bir duruş—Süper Cesur-Man

Kirpiklerin ardında saklı bir zarafet

Duruşuyla etkileyen, sessizce konuşan bir kare

İsmi kadar özgün, bakışı kadar derin

Neşenin ve nostaljinin birleştiği bir an

Koruyan, kollayan bir baba figürü

Sessiz devin sıcaklığı, güneşin altında daha da derinleşiyor

Güneşin altında Mona’nın gülümsemesi—bu karede huzur var